6 Mart 2008 Perşembe

ALZHEİMER HASTALIĞI

TANIMLAMA:
Alzheimer hastalığı, yaşlılıkla beraber ortaya çıkan ve başta unutkanlık olmak üzere çeşitli zihinsel ve davranışsal bozukluklara yol açan ilerleyici bir beyin hastalığıdır.

Beynin belli bölgelerinde, bilinmeyen bir nedenle birtakım proteinler birikir. Bu da beyindeki haberleşmeyi sağlayan sinir hücrelerinin hasar görmesine yol açar.Tanısı ön planda öykü almaya dayanmaktadır. Demans sebepleri arasında birinci sırada gelir.Bellek ve bilişsel işlevlerde günlük yaşam aktivitelerini kısıtlayacak derecede kronik ve ilerleyici kayıpla karakterizedir. Yaşamın orta ve ileri evrelerinde ortaya çıkar ve 50 yaş altında görülmesi pek nadirdir. Alzheimer hastalığı'nın görülme sıklığı yaşla birlikte artar, 65 yaşında gözülme sıklığı yüzde 5’lerdeyken, 60 yaş üstünde yüzde 30’a çıkar.


BELİRTİ VE BULGULAR:
Alzheimer hastalığının ilk belirtisi genellikle unutkanlıktır. Yakın zamana ait bilgileri hatırlama ya da yeni bilgiler öğrenme güçlüğü görülür. Ayrıca konuşma bozukluğu, karar verme güçlüğü, kişileri tanıyamama ya da yolunu kaybetme gibi başka zihinsel sorunlar' da başgösterir.

Alzheimer hastalarında tabloya çoğu kez davranış ve kişilik bozuklukları da eşlik eder. Özellikle hastalık ilerledikçe, birçok hastada depresyon, saldırganlık, huzursuzluk, hayaller görme, uyku bozuklukları ya da amaçsızca dolaşma gibi ruhsal sorunlar görülebilir.


Zihinsel bozukluklar:
• Unutkanlık
• Öğrenme güçlüğü
• Konuşma bozukluğu
• Yolunu kaybetme
• Kişileri tanıyamama
• Karar verme güçlüğü

Ruhsal bozukluklar:
• Huzursuzluk
• İlgisizlik
• Saldırganlık
• Uyku bozukluğu
• Amaçsız dolaşma
• Gerçekdışı hayaller
• Depresyon


TANI:
Alzheimer belirtileri ile başvuran hastalara yapılacak radyolojik ve laboratuvar incelemeleri sonrası uygulanacak tanı kriterleri ile Alzheimer Teşhisi % 90 doğruluk ile konulabilmektedir.Alzheimer hastalığı bunamanın en sık nedenidir, ancak benzer belirtiler veren başka hastalıklar da vardır. Bu nedenle, Alzheimer hastalığının diğer bunama nedenlerinden tam olarak ayırt edilmesi gerekir.Sinir hastalıkları uzmanları, yani nörologlar ve ruh hastalıkları uzmanları, yani psikiyatristler, çeşitli testler, beyin filmleri ve laboratuvar tetkikleri sayesinde bugün büyük oranda kesin teşhis koyabilmektedir.

HASTALIĞIN SEYRİ:
Alzheimer hastalığı yavaş ilerleyen, ancak zaman içinde günlük yaşamı etkileyerek, hastayı geri dönüşsüz bir şekilde bakıma muhtaç bırakan bir hastalıktır.

Genel olarak 3 evreye ayrılır:

•Birinci evrede, unutkanlık, bildiği yerleri tanıyamama, bazı kelimeleri bulamama, işine ve hobilerine karşı ilgisini yitirme gibi erken belirtiler verir ve genellikle hasta olduğunu kabul etmek istemez.

•İkinci evrede, bellek kaybı belirginleşir, yakınlarının isimlerini unutabilir, yolunu kaybedebilir, konuşma bozukluğu artar, yıkanma, giyinme gibi gündelik işlerinde yardıma ihtiyaç duyabilir ve bazı hayaller görebilir.

•Üçüncü evrede, artık aile üyelerini tanımayabilir, yemek yemede ve yürümede güçlükler başlar, idrarını ve dışkısını tutamayabilir ve ciddi davranış bozuklukları görülebilir.

Alzheimer hastalığı, yaklaşık 5-8 yıllık bir ilerleme süreci içinde hastayı yatağa bağlı ve tamamen bakıma muhtaç duruma getirir.

TEDAVİ:
Alzheimer hastalığını tamamen ortadan kaldıracak bir tedavi bugün için ne yazık ki yoktur. Ancak belli bir süre hastalığın ilerleme hızını durduracak ya da yavaşlatacak bazı yeni tedavi olanakları bulunmaktadır. Kolinesteraz inhibitörleri adı verilen bu yeni ilaçlar, beyindeki sinir hücrelerinin hasarı sonucu azalmış olan asetilkolin adlı haberci madde miktarının dengelenmesine yardım ederek zihinsel işlevleri korurlar. İlaç tedavisi, Alzheimer hastalığını tamamen durdurmaz, ancak bellek kaybı dahil, çeşitli zihinsel bozukluk belirtilerinin hafiflemesini sağlar. Böylelikle hastanın günlük yaşam aktiviteleri daha uzun süre korunur. Depresyon, huzursuzluk, uykusuzluk ya da hayaller görme gibi davranış bozukluklarını tedavi etmek için de uzun zamandır kullanılmakta olan çok sayıda etkili ve güvenilir ilaç bulunmaktadır. İlaç tedavisine karar verecek olan kişi, nörolog (sinir hastalıkları uzmanı) veya psikiyatristtir (ruh hastalıkları uzmanı). Sonuçta ilaç tedavisi, hastanın yaşam kalitesini artırır ve daha uzun süre kendine bakabilmesini sağlar.

Alzheimer Hastalığının Tedavisi Mümkün mü?

İnsanda bunama yapan hastalıkların başında Alzheimer Hastalığı geliyor.Bütün dünyada artık ciddi bir sağlık problemi olarak algılanan bu hastalığın her iki cinsten yaşlanmakta olan bireyleri ayrımsız ilgilendirmekte oluşu bu problemi aynı zamanda popüler hale getiriyor.

Yakın bir gelecekte yaşlanmakta olan bireylerin ve ailelerinin bu konuyla ilgili daha fazla soru sormaları ve tıp üzerinde pozitif bir baskı unsuru olarak belirmeleri kaçınılmaz. Bu nedenle bu konuyla ilgili uzmanların sadece hastalığı tanımaları ve tedavi etmeye çalışmaları dışında toplumun bilgi isteğiyle ilgilenmeleri ve bilgilerini mümkün olduğunca açık biçimde aktarmaları gerekiyor.

Alzheimer Hastalığıyla ilgili olarak merak edilenlerin içinde tedavi imkanlarıyla ilgili sorular başta gelenler arasında.
- Uygun ilaçlar var mı?
- Bu ilaçlar ne zaman ve nasıl başlanmalı?
- Ne tür etki ve yan etkileri var?
- İlaçların etkisi hemen mi yoksa belirli bir süreden sonra mı başlıyor?
- İlaç dışı tedavi yaklaşımları var mı?

Bütün bu sorular sıkça soruluyor. Şimdi bu sorularla ilgili düşüncelerimizi sırasıyla aktaralım.

Alzheimer Hastalığının tedavisinde özelleşmiş ilaçlar var mı? Evet. Hastalığın belleğe ve davranışlara yönelik bulguları için özel amaçlı ilaçlar kullanılıyor. Özel amaçlı olmalarının nedeni bellek ve davranış bozukluklarına neden olan beyindeki özel kimyasal eksikliklere yönelik olmaları. Bu ilaçların başarısı, her şeyden önce hastalığın erken dönemlerinde başlanmasına bağlı. Hastalığın evrelerini ölçen çeşitli ölçekler var. Bunlardan bir tanesi olan Global Kötüleşme Ölçeğinde belirlenmiş hafiften ağıra doğru 7 evre var. Bu evrelerden 1.si normal durumu belirliyor. İkinci evreden sonra kişide problem olarak ortaya çıkan bellek yakınmaları başlıyor. Bu evrelerde davranışları ve gündelik yaşam aktivitelerini (GYA) etkileyen başka bozukluklar yok. Bu evrelere erken evre gözüyle bakılıyor. Daha sonraki evrelerde davranış ve GYA bozuklukları başlıyor. Yedinci evre ise kişinin her türlü iletişiminin koptuğu evre. Tedavinin başarısı erken evrelerde başlamasına sıkı sıkıya bağlı.

Son 5 yıl içinde Memory Center’da yaptığımız takipler erken evre tedavilerinin yüz güldürücü olduğunu gösteriyor. Bu hastalarda zaman içinde hastalık ilerleyebiliyor ama en azından hızı kesilebiliyor. Geç evrelerde ise tedavinin başarısı bir hayli sınırlı. İlaçların içlerinde taşıdıkları maddelerin sistemik ve nörolojik yan etkileri olabiliyor. Unutkanlıkla ilgili kolinesteraz inhibitörleri denilen ilaçlar kişiye göre değişmekle birlikte kalp, tansiyon ve sindirim sistemi üzerinde olumsuz etkileri olabiliyor. Ancak tedavi beklentilerinin fazla olduğu hastalarda ilacın kesilmesi için acele etmemek gerekiyor. Unutkanlıkla ilgili tedavinin yanı sıra yan etkileri denetim altına alınmış ya da sınırlanmış antidepresanların ve antipsikotiklerin de yararlı etkileri olabiliyor.

Son yıllarda ilaç dışı yaklaşımlar da gösteriliyor. Bu yaklaşımlar içinde Transkranyal Manyetik Stimülasyonun(TMS) etkileri araştırılıyor.

Sonuç olarak, geçmişten beri hakkında çok olumsuz önyargıların bulunduğu ve geri dönülmez bir süreç olarak kabul edilen demansların, özellikle de Alzheimer Hastalığın tedavisindeki başarıda erken tanı ve düzenli izlem öne çıkıyor.

Basit Unutkanlıktan Alzheimer'a

Mürşide hanım 61 yaşında bir kış gecesi yatağında kalkıyor, odanın ortasına kağıtları yığıyor, kibrit alıyor, ateş yakmaya çalışıyor. Kızı sesten uyanıp geldiğinde “Anne ne yapıyorsun, yangın çıkacak” dediğinde, Anne şaşkın bir şekilde “üşüdüm, ısınmaya çalışıyorum” diye cevap veriyor. Mürşide hanım Alzheimer hastası ve ilerlemiş bir evrede. Nasıl ısınacağını unutmuş çocukluk dönemlerindeki ısınma şekli aklında kalmış.


Alzheimer hastalığı nedir?
Alzheimer hastalığı en yaygın görülen bunama (Demans) sebebidir. Beyin hücrelerinde harabiyet ve kayıp sonucu zihinsel güç zayıflamakta ve yıkılmaktadır.


1- Hafıza kaybı: yakın hafızadan başlayarak bilgileri depolama ve kullanma becerisinin kaybolması şeklinde ortaya çıkar.

En hafif şekli isim hatırlamama, daha sonra simaları hatırlamama, olayları hatırlamama şeklinde ortaya çıkar. Yön hafızasının kaybı sonucu evdeki eşyaların yolunu şaşırabilir. Sakladığı şeyi bulamaz. Konuştuğunu unuttuğu için aynı şeyleri tekrarlar durur. Banyo, tuvalet yolunu şaşırır. Televizyondaki konuşmaları evde insan var şeklinde anlayabilir. Eşine “sen kimsin” diyebilecek kadar bildikleri yok olmuştur. Alzheimer Demansı bu kadar ileri olduğu halde bile kişinin kalbi sağlamdır, organları sağlıklı çalışabilir, iştahı yerindedir. Yediğini unutup tekrar yemek yemeler, defalarca namaz kılmalar, çok eskileri anlatıp durmalar sık rastlanan bulgulardır.

Hastalığın erken dönemlerinde kelimeleri anlayabilir, odadaki insanların kimler olduğunu bilebilir. Yanlış kelime kullanma hastanın düzeltemeyeceği bir belirtidir.

Hafıza kaybı hastanın beyninde oluşan hasardan kaynaklanmaktadır ve hastanın kontrolü dışındadır.

Zaman kavramını unutması sonucu rutin işlerini çoğu zaman yapamaz. Yakınları ikaz ettikçe kendine güveni azalır, şaşkınlığı artar, hastalığı ilerler.


2- Kişilik değişimi:
“Babam eskiden uyumlu bir insandı, şimdi küçük şeyler üzerinde büyük problemler yaratıyor. Dün akşam torunu ile kavga etti. Sebebi de Kazakistan’ın ayrı bir devlet olmadığında ısrar etmesi idi. Sinirlenip odayı terk etti. Ona banyo yapmasını söylediğimizde büyük kavga çıkıyor. Önceden çok temizdi.” Bir kız babasının demansını böyle anlatıyordu. “Babam kendi gibi değil” derken kızı haklıydı. Alzheimer hastasıyla konuştuğumuzda başlangıç evrelerinde kendisi şöyle der, “Her şeyi unutuyorum, izah etmeye çalışıyorum, doğru kelimeleri bulamıyorum.”

Tepki biçimleri:

Bazı kişiler unutkanlığı gizlemeye çalışırlar. Hatırlama güçlüklerini kapatmak için senaryo yazarlar, söz uydururlar.

Bazı kişiler hafızalarını canlı tutmak için listeler yaparlar.

Bazıları problemi inkar eder, olup bitenler için başkalarını suçlarlar. (Gözlüğünü kaybeder; eşine, çöpe attın der.)

Bazı kişiler hafızalarının kötüleştiğini fark ettiklerinde depresif ve sinirli olurlar.

Bazı kişiler dışardan neşeli görülürler, çocuksu tepkiler verirler.



3- Davranış problemleri:
Bazı Demans hastaları gerginlik, öfke, hırçınlık göstererek kendisine veya çevreye zarar verebilir.

Demans beyni tahrip ettiği için gördüklerini ve işittiklerini anlayamayan hastalar korkar ve telaşlanırlar. Kendisine gösterilen bakıma karşı koyması, eve gitme konusunda ısrarcı olması elinde değildir.

Bazı demans hastaları başını alıp gider, amaçsız gezinir. Kalabalık sokaklarda yönlerini kaybedip korkarlar. Özellikle gece gezinmeleri aile için çok zor bir durumdur.

Demans hastası odası değiştiğinde yeni eve taşındığında çok zorluk çeker. Yeni şeyleri öğrenmekte zorluk çekmektedir.

Akşamları kötüleşme demans hastasının tipik özelliklerinden birisidir. Beyin işlevi akşamları daha fazla zorlanmaktadır. Bu nedenle gece ışığı açık bırakmak genelde faydalıdır.

Uygunsuz cinsel davranış:
Bir genç eve geldiğinde babasını çıplak, başında sadece şapka, arka bahçede otururken bulmuştu. Demans hastası sürekli pantolonunun fermuarı ile oynayabilir, cinselliği hatırlayacak hareketler yapabilir.

İstifleme ve saklama sık rastlanan belirtilerdir. Çöp evler, yatağın altına biriktirmeler, çekmeceleri altüst etmeler. Kıymetli eşyaları çöp sepetlerine, çamaşır sepetlerine atabilirler. Alkol ve ilaçları abartılı kullanma da demans belirtileri arasındadır.



4- Depresyon:
Depresyonun genel belirtileri olan elem, keder hali, ilgi ve enerji azalması, anhedonia (hayattan zevk alamama), avolisyon (irade zayıflaması), uyku-iştah bozulmaları, cinsel ilgi azalması, intihar düşünceleri, düşünceyi yoğunlaştıramama, konsantrasyon güçlüğü gibi belirtilerdir.

Hafıza sorunu yaşayan Alzheimer hastalarında depresyon belirtileri sık rastlanır. Yahut uzun süren, Kronik Depresyonlarda hafıza sorunları ileri derecede artarak Alzheimer hastalığını tetikleyebilir.

Depresyon hastalığında beyinde değişiklikler oluşmaktadır. Beyinde bilgi akışı depresyondaki kişide yavaşlar. Hayattan zevk alma ile ilgili hücre gruplarının işlevini iyi yapmaması, serotenerjik ve noradrenerjik kimyasal ileticilerin yetersizliği Depresyonda beyinde olan değişikliklerdir.

Beyindeki bu değişikliklerin uzun sürmesi dikkat sorunlarının kalıcı olması ve öğrenmenin bozulmasını sonuç verebilir. Uzun süren Depresyonlar eğer tedavi edilmezse Alzheimer için bir risk grubu olarak değerlendirilmektedir.

Kronik alkol kullanan ve depresif olan kişiler Alzheimer hastalığı için büyük risk oluştururlar.

“Bayan Deniz 42 yaşında bir mimar, kendi işinde çalışıyor. Son günlerde unutkanlıktan yakınıyordu. Babası Alzheimer hastası idi, hastalığın zorlukları bütün şiddeti ile yaşamıştı. Genetik yüklülükler konusunda da bilgisi vardı. İlerde bunama hastası olma riski onu dehşete düşürüyordu. Bize başvurdu. Kendisine nöropsikolojik tarama testleri, beyin haritalaması ile beyin fizyolojisini ölçme gibi yöntemlerle taramadan geçirdik. Sonuç, unutkanlığı halen yaşadığı depresyona bağlı idi. Gerekli önerilerde bulunduk, takibe aldık, çok rahatlayarak işinin başına döndü.”


5- Stresle İlişki:
Stres zihin fonksiyonlarının bozulması, anlama, kavrama, öğrenme, hatırlama, konuşma, düşünme gibi beyin ilişkilerinin aksamasını sonuç verebilmektedir. Özellikle uzun süren stres Depresyonu tetikleyerek düşünceyi yoğunlaştırma ve dikkati sürdürmeyi bozmaktadır. Alzheimer’in önemli nedenlerinin başında ve son yıllarda artışının altta yatan sebebi olarak modern hayatta kaygı düzeyinin yükselmesi, beyin kimyasının bozulması önemli tartışma konularıdır.

Beynin senelerce süren serotonin yetersizliğinin yatay etkilerle beyin asetil kolin maddesini de azaltarak Alzheimer Demansını hazırladığı önemli savlardan biridir.

Stres olaylarının, yalnızlığın yaşlılarda demansı ağırlaştırması tedavi ekibinin çok iyi bildiği konulardır.

Aile ve tedavi ekibinin Alzheimer hastasında dikkat edecekleri en önemli şey onun kaygı düzeyini artırmamak olmaktadır. Şefkatli, esnek, onu zorlamayan yaklaşımlar hastalığı yavaşlatmaktadır.

Kendini güvende hissetmeyen bir insan korkularının etkisi ile yoğun stres yaşayacaktır. Alzheimer hastası strese diğer insanlardan daha fazla duyarlı olması beyinin olayları algılama bozukluğu nedeniyle kendini güvende hissedememesidir.



Erken Tanının Önemi
Alzheimer hastalığı sinsi ve yavaş başlayan bir hastalıktır. Masum unutkanlıklar demansının habercisi olabilirler. Genellikle eski inanç, “önemli değil, dikkatsizlik, dalgınlık, stresten kaynaklanıyor” diyerek geçiştirmekti. Hekimlerimizin bu eski inancı şimdi sarsıldı ve değişmeye başladı. Alzheimer’in erken tanınması konusunda bazı yöntemler bize kolaylık sağlamaya başladı. Özellikle yeni çıkan Kolinosteraz inhibe edici ilaçların erken Alzheimer vakalarında yüz güldürücü sonuçlar vermesi çok dikkat çekici oldu.



Tarama Testleri :

Mcnair-Kahn kognitif güçlük testi. Bu testen yüksek puan alındığında ikinci aşamaya geçilir.

Nöropsikiyatrik muayene.

Kognitif testlerin yapılması: Mini mental, kısa kognitif muayene, Cognitron, DAUF, Verbal Memory, Nonverbal Memory, WAİS gibi nöropsikolojik testler.

Beyin görüntülemesi: Özellikle frekans analizli sayısal EEG ile yapılan beyin haritalaması ile beyinde yavaş aktivite ölçümü yapılır. Eğer yavaş aktivite yaş grubu norm tablosuna göre ortalamaların üzerinde ise hasta risk grubunda olarak değerlendirilir.

Sayısal EEG’nin bir özelliği de lokalisazyon (bölgesel) değerinin olmasıdır. Böylece beynin hangi alanı etkilenmişse o alanla ilgili tedavi ve zihin geliştirme programları yapılabilir.

İnsanın ayağı kırıldığında bütün vücut alçıya alınmadığı gibi beynin bir bölgesi hastalandığında beynin o bölgesinin tedavi edilmesi daha doğru olur.

Alzheimer hastalığından değil, erken davranılmamasından korkmak daha doğru olacaktır.

Alzheimer'lı Hastalar

Unutkanlık ne zaman hastalık sayılır?
Unutkanlık, herkesin yaşayabileceği sık rastlanan bir sorundur. Hepimiz zaman zaman tanıdıklarımızın isimlerini, eşyalarımızı nereye koyduğumuzu, hangi ayda olduğumuzu unuturuz. Bunlar basit unutkanlıklardır ve unuttuğumuz şeyleri çoğu kez kısa süre içinde hatırlarız. Yorgunluk, stres, yoğun çalışma gibi etkenler bu unutkanlıkların artmasına neden olabilir ama bunlar günlük yaşantımızı etkileyecek boyutta değildir. Unutkanlık, günlük hayatı etkilediğinde ve basit gündelik işlerin yapılmasını aksattığında hastalık habercisi olabilir.

Alzheimer hastalığı nedir?
Alzheimer (alshaymer okunur) hastalığı, zihinsel işlevlerde bozulmaya yol açan, ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Bu hastalıkta hafıza, konuşma, yön bulma, insanları tanıma gibi konularda sorunlar yaşanır, günlük işler yerine getirilemez ve davranış bozuklukları görülebilir. Alzheimer hastalığı, halk arasında genel olarak 'bunama' diye adlandırılan durumun en sık rastlanan nedenidir.

Alzheimer hastalığı kimlerde ve neden oluşur?
AIzheimer hastalığına, genellikle ileri yaşlarda rastlanır. 40 ve 50'li yaşlarda da görülmekle birlikte, 60 yaşın üzerindeki kişilerde daha fazla ortaya çıkar. Kadınlarda biraz daha fazla rastlanılmasının yanında, her iki cinsiyette de görülebilir. Hastalığın nedeni henüz tam olarak bilinmemekle beraber, araştırmalarda ailesinde Alzheimer hastalığı bulunanlarda hastalık oluşma riskinin biraz daha yüksek olduğu saptanmıştır. Ancak bu ailesinde Alzheimer hastası bulunan herkesin Alzheimer hastası olacağı anlamına gelmez. Alzheimer hastalığı bulaşıcı değildir.

Alzheimer hastalığı ne sıklıkta görülmektedir?
AIzheimer hastalığı 65 yaşın üzerindeki her 10-20 kişiden birinde görülürken, 85 yaşın üzerinde neredeyse iki kişiden birinde ortaya çıkmaktadır. Genel olarak yaşlılarda en sık karşılaşılan 4. hastalıktır. Günümüzde yaş ortalamasının yükselmesi nedeniyle, çevremizdeki Alzheimer hastalarının sayısı da artmaktadır. Şu anda Türkiye'de yaklaşık 250 bin; tüm dünyada ise 20 milyon Alzheimer hastası olduğu tahmin edilmektedir.

Alzheimer hastalığı nasıl başlar ve ilerler?
AIzheimer hastalığı, genellikle yavaş ilerleyen, ancak geri dönüşsüz bir hastalıktır. Başlangıcında fazla belirti vermez. Öncelikle yakın geçmişi hatırlayamama şekline ortaya çıkar. Kişi sabah ne yediğini, bir önceki gün eve kimlerin geldiğini anımsayamaz. Zamanla isimleri, yolları, tarihleri unutma veya karıştırma, eşyalarını sık sık kaybetme, karar verme güçlüğü, isteksizlik ve ilgisizlik, duygu ve davranışlarda değişiklik gibi belirtilerle devam eder ve bunlar giderek daha fazla dikkat çekici hale gelir. Hasta aynı soruları tekrar tekrar sorar, bazen sorulan sorulara anlamsız cevaplar verebilir. Dışarıda, hatta evin içinde bile yönünü kaybedebilir. Bu belirtiler hastanın kendisinde de sıkıntı yaratır ve hasta sinirli ya da içine kapanık hale gelebilir. Hatta depresyona girebilir. Sinsice ilerleyen tüm bu zihinsel bozukluklara hastalığın ileriki dönemlerinde yürüyememe ve idrarını tutamama gibi işlevsel bozuklukların ilavesiyle de hasta günlük işlerini yapamaz hale gelir. 5-10 yıl içerisinde tamamen bakıma ve hatta yatağa bağımlı hale gelen hastanın yardımsız yaşayamaması, ailesi ve ona bakan kişiler için ciddi bir yük oluşturur. Bu nedenle, hastalığın erken dönemde teşhis edilerek gerekli tıbbi desteğin sağlanması çok önemlidir.

Alzheimer hastalığına nasıl tanı konur?
Orta yaşın üzerindeki hastalarda bu tip belirtilerle karşılaşıldığında, bu durumun yaşlanmanın doğal bir sonucu olduğu düşünülmemelidir. Bu belirtilerin Alzheimer hastalığının habercisi olabileceği bilinmeli ve bir hekime başvurulmalıdır. Hekim kesin tanı için bazı tetkikler yapılmasını isteyebilir. Bazı testler, kan tahlilleri ve beyin filmleri çekilmesini gerekli görebilir. Bu şekilde de Alzheimer hastalığını diğer demans, yani bunama tiplerinden ayırt ederek kesin tanıya varır.

Alzheimer hastalığının habercisi olabilecek belirtiler nelerdir?
Temel olarak 10 belirti, Alzheimer hastalığının habercisi olarak nitelendirilebilir. Bunlardan bir ya da birkaçının varlığı, zaman kaybetmeden bir nörolog (sinir hastalıkları uzmanı), psikiyatrist (ruh hastalıkları uzmanı) ya da tanıdığınız bir hekime başvurulmasını gerektirir.

1. Günlük yaşamı etkileyecek düzeyde unutkanlık (özellikle yakın tarihli olayları ve insan isimlerini anımsayamama)

2. Günlük işleri yerine getirmede güçlük çekme (alışveriş, yemek pişirme ya da basit bir aleti çalıştırma gibi)

3. Sözcükleri bulmakta zorlanma

4. Tarihleri ve bilinen yolları unutma

5. Basit konularda karar verme güçlüğü (giysi seçimi gibi)

6. Hesap ya da planlama yapma gibi pratik düşünme becerilerinin azalması

7. Eşyaları yanlış yerlere koyma (buzdolabına ayakkabı çekeceği koyma gibi)

8. Ruh hali ve davranışlarda değişiklik (kolayca ağlama ya da sinirlenme gibi)

9. Kişilik değişiklikleri (çevresindeki insanları suçlama gibi)

10. Sorumluluktan kaçınma

Alzheimer hastalığı nasıl tedavi edilir?
AIzheimer hastalığı konusundaki biıgilerimiz gün geçtikçe artmaktadır. Hastalık tam olarak iyileştirilemese de son yıllarda geliştirilen ilaçlarla hastalığın belirtilerini kısmen de olsa gidermek ve hastalığın ilerleyişini yavaşlatmak mümkün olabilmektedir. Hayal görmeler ve davranış bozuklukları da ilaç tedavisiyle büyük ölçüde kontrol altına alınabilmektedir. Tedaviye erken dönemde başlanması, hastalığın ilerleme hızını, hasta yakınları üzerindeki yükünü azaltabilir ve hastanın yaşam kalitesini arttırmaya yardımcı olabilir. Son zamanlarda yapılan çalışmalar, gerek tedavi gerekse hastalığın önlenmesinde yeni ufuklar açabilecek gelişmelerin habercisi niteliğindedir.

Alzheimer hastalığı hasta yakınlarına nasıl bir yük getirir?
AIzheimer hastalığı hem ileri yaşlarda ortaya çıkması hem de ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle, özenli ve sürekli bakım yapılmasını gerektirir. Zaman içinde hastanın yatağa bağımlı hale gelmesiyle sonuçlanan bu hastalık, ev içindeki düzenin, iş saatlerinin ve sosyal ilişkilerin tekrar ayarlanması gerekebilirliğiyle hasta yakınlarına önemli bir sorumluluk ve bakım yükü getirir. Bu durum, giderek artan gözetim zorunluluğuyla birlikte, hasta yakınları için hem sosyal, hem de ekonomik açıdan çok yıpratıcı olabilir.Hasta bakımı bedensel ve ruhsal yorgunluğa neden olabilir. Ayrıca, bu hastaların eskisine göre çok değişmiş olmaları, artık sevgi ve ilgiye gerek duymadıkları anlamına gelmez. Bakımı üstlenen kişilere düşen en önemli görev, hastayı sevgi ve ilgiden yoksun bırakmamaktır. İyi bakım, ev içindeki huzurun korunmasını, tehlikelerin önüne geçilmesini ve hastanın ruh sağlığının korunmasını sağlayacaktır. Bu nedenle, Alzheimer hastasına yardımcı olmak, sabırlı, bilgili ve anlayışlı olmayı şart kılar. Alzheimer hastalığı ile mücadele etmenin en iyi yöntemi, hastalığı tanımak ve birlikte- yaşamayı öğrenmektir.

Daha fazla bilgi ve destek için nereye başvurulabilir?
Dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi Türkiye'de de Alzheimer Derneği ve Alzheimer Vakfı bulunmaktadır. Hastalığın topluma daha iyi tanıtılması ve hasta yakınlarının bakım konusunda eğitilmesi için hizmet veren bu kurumlar, ücretsiz bilgi hattı, internet sitesi ve bilgilendirici yayınlar aracılığıyla Alzheimer hastalığı hakkında ayrıntılı bilgi sağlamaktadır. Düzenlediği eğitim ve bilgi paylaşımı toplantılarıyla da hasta yakınları arasındaki bilgi ve deneyim paylaşımını güçlendirmeye çalışan Alzheimer Vakfı ve Alzheimer Derneği, Türkiye genelinde de bu organizasyonlarını yaymaya çalışmaktadır.

Bellek kaybıyla başa çıkmak
Alzheimer'de ilk ortaya çıkan belirti, genellikle bellek kaybıdır. Hastalık ilerledikçe bu sorun giderek kötüleşir. Aşağıda sıralanan bellek yardımcıları Alzheimer'de bellek kaybıyla ilintili pratik meselelerin bazılarının aşılmasına yardımcı olur ve hastalığın seyri sırasında gerektikçe kullanılabilir. Listeler, notlar, takvimler, çalar saatler vs. gibi anımsatıcılar kullanın - hastalığın erken evrelerinde gereken tek yardım bu olabilir. Genelde düzenli bir gündelik rutine bağlı kalmak bellek sorunlarının etkisinin azaltılmasına yardımcı olabilir. Bir sözcüğü veya bir ismi anımsayamamanın doğurduğu engellenmişlik duygusunu azaltmak için, evdeki eşyanın ve fotoğraflardaki insanların üzerine isimlerini yazın. Alzheimer'li insanlara kılavuzluk edebilmek için oda kapılarının üzerine isimlerinin yanı sıra resimler koyun. Evden çıkıp gitme riski ortaya çıktığında, hastanın adı, telefon numarası, adresi ve temas kurulacak kişinin ayrıntılarını üzerindeki giysilere dikin veya başka bir yerine iliştirin. Hastanın yenilerde çekilmiş bir resmini elaltında bulundurun, kaybolursa onu aramanıza yardımcı olacak kişilere fotoğrafını göstermeniz gerekebilir. Ona sürekli günü, ayı ve yılı ve o sıradaki hava durumunu anımsatın. Bellek kaybı olan birine bakmanın stresini azaltmak için bakımveren başka insanlarla yaratıcı görüş alışverişinde bulunun.

Daha iyi iletişim kurmak
Doğru sözcükleri ya da uygun yanıtları anımsayamayan Alzheimer'li kişi ile iletişim kurmak da giderek zorlaşır. Bu yüzden bakımveren kişi olağandışı davranışlarla başa çıkmak için yeni yollar öğrenmeli ve iletişim yöntemlerini bunlara uyarlamalıdır. Aşağıdaki öneriler AH'li kişilerle nasıl daha etkin iletişim kurulacağına dair bazı anımsatıcılardır. Basit tarzda iletişim kurun, bir anda bir sürü bilgi vermeyin. Hastanın söylediklerini dikkatle dinleyerek iletişime yardımcı olun. Göz teması kurun ve olumlu beden dili kullanın. Daima açık ve sakin biçimde yanıt verin ve TV ya da radyo gibi araya giren gürültülerin en aza indirildiğine emin olun. Güven verici olun ve uygunsa mizaha başvurun. Bu sıklıkla gerginliğin azaltılmasına yardımcı olabilir. Hasta gündelik olayları anımsayamıyorsa, geçmişteki anılar üzerine konuşmayı deneyin. Sıklıkla, hastanın bunları anımsaması daha kolaydır ve beraberlerinde mutlu düşünceler getirebilirler. Seçim yapılması gerekiyorsa, soruyu hastanın 'evet' veya 'hayır' şeklinde yanıtlayabileceği biçimde sorun. Hastanın olabildiğince çok seçim yapmasına izin vermeyi sürdürmek önemlidir. Hastadan bir şey yapmasını istemek işe yaramıyorsa, ona yapacağı şeyi göstermeyi deneyin. Hastaya çocuk gibi değil yetişkin gibi davranın. Onlara saygı göstermeyi sürdürün ve buyurgan veya kendi değerlerini küçümser davranmaktan kaçının. Hastaya karşı yüreklendirici, şefkatli ve sevecen davranın. Daima duyguları hissedebilirler ve bu iletişimin garantili bir yoludur. Hiç yanıt gelmese bile iletişimi sürdürün.

Alzheimer ile yaşamak
Evde
Alzheimer tanısı konmuş olması kişinin evinde hemen bir sürü değişiklik yapılması gerektiği anlamına gelmez. Aslında, genelde benimsenecek en iyi tutum, tanıdık eşyaları korumaktır. Gereken değişikliklerin çoğu, hastanın dengesinin daha bozuk olabileceği ve etrafındaki eşya konusunda aklının karışmaya başladığı gerçeğini temel alır. Aşağıdaki öneriler bu ufak ama önemli değişiklikleri gerçekleştirmek için basit yöntemlerdir. Evi içinde dolaşılması güvenli ve kolay bir yer haline getirin ve eşya kalabalığından ve döküntüden kaçının. Her evde olduğu gibi, açıktaki elektrik kabloları ve keskin ya da dengesiz eşyalar tehlikeli olabilir. Evde gereksiz büyük değişiklikler yapmaktan kaçının - bu Alzheimer'li hastanın aklını karıştırabilir veya sıkıntıya sokabilir. Odaları iyi aydınlatın ki insanlar bastıkları yeri veya yaptıkları işi açıkça görebilsinler. Geceleri koridorun veya banyonun ışığını açık bırakmak da hastanın yolunu güvenli biçimde bulmasına yardımcı olabilir. Kaygan yüzeylere, sabit olmayan halı ya da kilimlere veya eşit olmayan basamaklara karşı hastayı koruyun. Bunlar dengesi yeterince sağlam olmayan kişiler için potansiyel tehlike oluştururlar. Merdivenler sorun oluşturuyorsa, her basamağa kaymayı önleyici plastikler ve basamakları belli eden yansıtıcı ya da fosforlu bantlar yapıştırmanın yararı olabilir. Genelde hareketliliği arttırmak için, evin içinde ve banyoda, yararlı olabilecek yerlere tutunacak çubuklar monte edilebilir. Temizlik maddeleri, zehirli kimyasal maddeler, keskin aletler, gereçler ve ilaçları ulaşılamayacak yerlerde saklayın. Alzheimer'li kişi bunları kasıtlı olarak yanlış kullanmayabilir ama akılları karışık olduğunda bunları güvenli biçimde kullanmaları için gözetim altında olmaları gerekebilir. Evin her katına yangın alarmı yerleştirin. Böylece herhangi bir yangın tehlikesi hemen fark edilir. Kişisel eşyaları evin belli bir yerinde tutun. Kırılabilir eşyaları ortadan kaldırın. Pasaport, sigorta kartı gibi önemli belgeleri ve değerli eşyayı güvenli bir yere kilitleyin. Anahtar gibi gerekli şeylerin yedeklerini güvenli bir yerde saklayın. Düzenli olarak gündelik kullanılan ve tehlikeli olmayan eşyalar ortada, ulaşılması kolay yerlerde tutulabilir. Hasta sigara içiyorsa, kazara yangın çıkmasını önlemek için aktif olarak sigara içtikleri zaman yanlarında durun. Evden çıkıp gitme arzularını kısıtlamalarına karşı bir önlem olarak Alzheimer'li hasta için düzenli gündelik egzersiz programı hazırlayın.

Giyim
Alzheimer'li kişi için giyinme işlemi gerçekleştirilmesi zor bir hal alabilir. Hasta yalnızca fiziksel yeteneğini kaybetmekle kalmaz, uygun giyinme ve giysilerin hangi sırayla giyileceği kavramını da yitirebilir. Her ikiniz için de giyinme işlemini kolaylaştıracak bazı fikirler sunuyoruz. Boyun açıklığı geniş, önden kapanan ya da kapanması gerekmeyen giysiler seçin. Düğme yerine fermuarlı giysiler seçin. Kapanmalarını basitleştirmek için var olan giysilere cırt bant dikmek mümkün olabilir. Karmaşık bağcıklı ayakkabılar yerine cırt bantlı ayakkabıları giymek daha kolaydır. Dengesiz kişiler için lastik tabanlı kaymaz ayakkabılar daha emin bir seçenektir. Çekmecelerin üzerine, içlerindeki giysilerin isimlerinin yazılı veya resimlerinin çizili olduğu etiketler yapıştırın. Giysileri giyilme sırasına göre yerleştirin veya hastaya giysileri teker teker verin. Alzheimer'li bazı hastalarda idrar kaçırma sorunu olabilir. Özel çarşaflar, külotlar ve pedler gibi idrar kaçırmanın yarattığı bazı rahatsızlıkları azaltmak üzere özel olarak tasarlanmış yardımcılar vardır. Ek olarak doktorunuzIa da bu semptomu konuşmalısınız.

Banyoda
Banyoyu yıkanmak ve beden temizliği için kullanmak Alzheimer'li hasta için giderek zorlaşabilir. Fiziksel sorunlara ek olarak artık yıkanma gereksinimi duymaz olabilirler. Sonuçta banyo yapmaları için yumuşak biçimde yüreklendirilmeleri gerekebilir ve bu tür durumlarda hastanın tercihlerini anlamak genellikle yararlıdır. Sözgelimi hasta küvette yıkanmak yerine duş yapmayı yeğliyor olabilir (ya da tersi). Aşağıda banyo yapmak ve beden temizliğiyle ilgili bazı pratik ipuçları bulunmaktadır. Hasta günün belli bir zamanında yıkanmayı tercih edebilir, ya da yıkanmayı dışarı çıkmak veya birilerinin ziyarete gelmesi için hazırlanmakla ilintilendiriyor olabilir. Fiziksel zorlukları olan hasta için banyoda kullanılabilecek bazı yardımcılar vardır. Sözgelimi tutunma çubukları, yükseltilmiş klozet kapakları, kaymaz banyo-duş yaygıIarı ve banyoda veya duşta kullanılmak üzere yapılmış tabureler gibi. Hastanın içeride kilitli kalmasını önlemek için banyo kilidinin dışarıdan açılabilir olduğuna emin olun, hatta kilidi toptan sökün. Olanaklıysa su ısıtıcısının termostatını asla cildi yakacak ısıIara yükselmeyecek şekilde ayarlayın. Alzheimer'li kişi sıcaklığı değerlendirmekte zorlanabilir.

Yemek pişirme ve yeme
Alzheimer'li kişide yemekle ilişkili sıradışı davranışlar gelişebilir. İştahlarını kaybedebilir veya zaten yemiş olduklarını unutabilirler. Ek olarak, çatal bıçak kullanmaları fiziksel olarak zor hale gelebilir ve Alzheimer'in ileri evrelerinde genellikle bu gereçleri nasıl kullanacaklarını bilemez duruma gelirler. Ayrıca mutfakta tehlikeli bazı aletler de vardır. Ancak bu, mutfağın ille de yasak bölge olmasını gerektirmez. Aslında yemek pişirmek bakımverenle Alzheimer'li hastanın birlikte keyif alabilecekleri bir etkinlik olabilir. Aşağıdaki fikirler mutfağın nasıl daha güvenli bir ortam haline getirilebileceğini göstermektedir. Otomatik kapanma düğmesi olan bir elektrikli su ısıtıcısı kullanın. Bu, ısıtıcının çalışmakta olduğunu unutmakla ilişkili tehlikeleri ortadan kaldırır. Gazla çalışan aletlere (örn. ocak) bir yalıtım valfi takılabilir. Bu da başında kimse yokken açık kalmasını önler. Mutfakta ev tipi ufak bir yangın söndürme cihazı bulundurun. Bıçak gibi keskin nesneleri kilitli tutun. Yiyeceklerin çok sıcak olmamasına dikkat edin. Alzheimer'li hastalar yedikleri veya pişirdikleri şeylerin ısıIarını değerlendiremeyebilirler. Bu yüzden yanma riskleri daha fazladır. Yemek zorlaştığında, masanın üstüne kaymaz Amerikan servisler veya plastik bir masa örtüsü serin ve tabak yerine çanak kullanın. Çatal bıçak kullanmak sorun haline geldiyse alternatif olarak elle yenebilecek yemekler hazırlayın. Alzheimer'li hasta iştahını kaybettiyse günde iki veya üç rutin büyük öğün yerine, sık sık küçük öğünler veya arada atıştırılacak yiyecekler ona daha çekici gelebilir.

Etkinlikler
Alzheimer'li kişilerin habersiz evden çıkıp gitmeleri sık görülen ve genellikle tehlikeli bir meseledir. Çıkıp gitmeyi en aza indirmenin iyi bir yolu, Alzheimer'li hastanın gün boyu yeterince meşgul ve aktif olmasını sağlamaktır. Aşağıda bu amaca ulaşmanıza yardımcı olacak bazı etkinlikler sıralanmıştır. Alzheimer'li hastanın hangi etkinliklerden keyif aldığını bulun. Bunlar hobileri veya yeni etkinlikler olabilir. Sözgelimi bahçeyle uğraşmak, yürüyüş veya müzik dinlemek. Hem bakımveren hem de Alzheimer'li hastanın keyif aldığı bir etkinlik bulun. Alzheimer'li hastanın düzenli egzersiz yapmasını sağlayın. Bu sağlıklı olmanın yanı sıra Alzheimer'li kişinin nedensiz yere evden çıkıp gitme eğilimini de azaltabilir. Egzersizler bir amaçla da birleştirilebilir. (Örn. alışverişe yürüyerek gitmek.) Uygunsa, kitap ve dergi okumasını yüreklendirin, sonra onunla okudukları hakkında tartışın. Hastayı yüreklendirin ve sonuç ne olursa olsun yaptığı her işi övün.

Davranışsal sorunların ele alınması
Alzheimer ilerledikçe, davranış ve iletişimin normal kuralları artık geçersiz olur. Alzheimer'li hastada kişilik değişiklikleri olur ve mantıksal uslamlama yetilerini kaybederler. Davranış değişiklikleri bakımverenler için başa çıkılması en zor belirtiler olabilir, ayrıca duygusal olarak da çok yıpratıcıdır. Aşağıdaki öneriler, en sık görülen davranış sorunlarından bazılarıyla etkin biçimde başa çıkmak üzere Alzheimer'li kişiyle birlikte çalışmayı öngörür. Belli davranışları neyin tetiklediğini anlamaya çalışın, sonra da bunlardan kaçınmaya veya en aza indirmeye çalışın. Sözgelimi açlık, susuzluk, engellenmişlik, can sıkıntısı, mahremiyet arzusu veya yalnızlık korkusu gibi basit olaylar bile bu tepkiye yol açabilir. Ne kadar saldırganca veya utanç verici olursa olsun hiçbir davranışı asla cezalandırmayın veya öfkeli tepkiler vermeyin. Bu tür bir misilleme daha fazla korku, karmaşa hissi veya sıkıntıya yol açabilir. Unutmayın ki anormal davranışlara yol açan hastalıktır, kişinin kendisi değil. Uygunsuz davranışlara ya bir kaç dakika ortalığın yatışmasına izin vererek, ya da hastaya güvence vererek veya dikkatini başka yere çekerek yanıt verin. Öfke, saldırganlık veya hezeyan gibi durumlarda hastaya mantıklı olanı göstermeye çalışmayın - Alzheimer kişinin mantıklı düşünmesini engeller. Genellikle en çok işe yarayan rahatlatmak ve dikkatini başka yere çekmektir. Halüsinasyonlar Alzheimer'in sık görülen bir belirtisidir ve nedeninin araştırılması işe yarayabilir. Sözgelimi, 'evde yabancılar görmek' aynaların etkisi olabilir (bu etkiyi gidermek için aynalar örtülebilir veya kaldırılabilir). Ayrıca bazı ilaçlar halüsinasyon belirtilerini kötüleştirebilir. Alzheimer'li hasta kendisine ait eşyaları saklayabilir veya çöpe atabilir, sonra da bunu unutup başkalarını bunları çalmakla suçlayabilir. En sevdikleri saklama yerlerini saptamak veya çöpü kontrol etmek bu davranışla başa çıkmaya yardımcı olabilir. Gerekirse televizyonu ya da bazı programları izlemelerini kısıtlayın. Alzheimer'li bazı hastalar televizyondaki kurgusal olaylarla gerçekleri karıştırabilir, bu da korku ve akıl karışıklığına yol açabilir. Uygunsuz cinsel davranışlar veya soyunma gibi durumlarda utanmamaya veya aşırı tepki vermemeye çalışın. Yumuşakça onu bundan caydırmak ve dikkatini başka yere çekmek bu durumu idare etmenin en iyi yollarıdır. Alzheimer'li hasta şaşkın ve unutkan olabilir ama bu söyledikleri her şeyin hayal ürünü olmasını gerektirmez. Hiç kimsenin onların unutkanlıklarını suistimal etmesine izin vermeyin.

Kendinize bakmak
Başka bir insana bakmak önemli ve tüketici bir görevdir. Bu yüzden bakımverenin kendi gereksinimlerini de anımsaması, yaşamsal önem taşır. Alzheimer'in getirdiği gündelik sorunlarla uğraşırken, bakımverenin bir çok fiziksel ve duygusal sorunla boğuşması gerekebilir. Her bakımveren kendi sınırlarını bilmeyi öğrenmeli ve yaşam kalitesinin gereksiz yere bozulmasına izin vermemelidir. Aşağıda buna yönelik bazı öneriler verilmiştir.

Pratik adımlar
Aileniz, dostlarınız ve dış dünyayla bağınızı koruyun. Düzenli aralıklarla bakım işlerini üstlenmeleri için başka bakımverenler, hastanın aile bireyleri veya dostlarıyla ayarlamalar yaparak kendinize zaman ayırın. Sınırlarınızı bilin ve aile, dostlar, Alzheimer organizasyonlarından yardım istemekten veya yardım kabul etmekten korkmayın. Varsa bir destek grubuna katılın. Hastayı kaldırmak gibi bazı fiziksel işleri tek başınıza yapmaya kalkmayın. Bu ciddi fiziksel hasara yol açabilir. Kendi sağlınız için düzenli olarak doktor kontrolünden geçin. (Özellikle kendinizi yorgun, çökkün veya bitkin hissediyorsanız.) Bakım yükü kaldıramayacağınız kadar ağırlaştığında, hastanın bakımevine yatırılması doğal adım haline gelmiştir. Bu kararı vermek zorunda olduğunuz için suçluluk hissetmeyin. Hasta bakımevine yatırıldığında bu değişikliğe uyum sağlamak için kendinize zaman tanıyın. Bakımevine düzenli ziyaretler yapmak isteyeceksiniz ama yaşamınızı bu ziyaretlere göre düzenlemek yerine bunları yaşamınıza uydurmaya çalışın.

Duygusal gereksinimler
Suçluluk duymadan, kendi kişisel gereksinimlerinizle ilgilenmek için zaman ayırın. Duygularınızın sık değişeceğini, iyi günleriniz olduğu gibi kötü günlerinizin de olacağını baştan kabul edin. Duygularınızı kendinize saklamayın. Duygularınız ve gereksinimleriniz hakkında konuşacak birini mutlaka bulun. (Aileniz, dostlar veya bir destek grubu) Duygularınızı dışa vurarak kendi gerginliğinizi biraz azaltmak yararlı olabilir. Zaman zaman Alzheimer'li hastanın duymayacağı bir yerde ağlayın veya bağırın. Alzheimer'li hastanın davranışları veya sizin bunlara tepkileriniz yüzünden asla kendinizi suçlamayın. Bu hiç kimsenin hatası değil. Herhangi bir öfkeyi veya suçlamayı üzerinize alınmamaya çalışın. Bu davranış kasıtlı değildir. Alzheimer'li hastanın herkesin içindeki davranışları veya durumu sizi utandırıyorsa, düzenli olarak görüştüğünüz insanlara durumu açıklayın. Bakım vermek konusunda başardıklarınız için övünç duyun. Son olarak, bazen Alzheimer'li hastanın normal davrandığı ve kavrayışının normal gözüktüğü kısa dönemler olacaktır. Bu açıklık dönemlerine yol açan da hastalıktır ve ne yazık ki hastanın birdenbire iyileştiği anlamına gelmez. Bu yüzden bu tür anlarda fazla umuda kapılmamaya çalışın.

Parasal ve yasal meselelerin idaresi
Alzheimer tanısı karşısında hemen akla gelmese de, ilk ele alınması gereken konulardan biri de parasal ve yasal meselelerdir. Hastalık ilerledikçe Alzheimer'li kişi eninde sonunda kendi işlerini yasal olarak yürütemeyecek duruma gelecektir. Bu da bir çok sorun yaratabilir. Bununla birlikte, gelecekteki kararların önceden güvenli biçimde ayarlanması için çeşitli yollar vardır. Bu hemen yapılırsa, Alzheimer'li kişi kendi arzularını dile getirebilir ve gelecekteki yaşamlarının ve bakımlarının kendi seçtikleri biçimde gerçekleştiğine emin olabilir. Sonuçta, aile ve bakımverenin üzerinden muazzam bir yük kalkmış olur.

Parasal meseleler
Bir kişiye ilk kez Alzheimer tanısı konduğunda, finansal işlerini bir an önce yola sokması önemlidir. Bu noktada parasal konular iyi düzenlenirse, kişi hastalığın daha ağır evrelerine geldiğinde doğabilecek bazı zorluklar önlenmiş olur. Bu tür zorluklar arasında ödemeler, birikimler ve diğer para konularıyla uğraşma yetisinin kaybı sayılabilir ve çok geç kalınmışsa, yasal olarak başka birinin bu sorunlarla ilgilenmesini ayarlamak da güçleşebilir. Ek olarak, Alzheimer'li kişiye bakmak çok masraflı olabilir. Bakımevi ücreti olmasa da bu bakımın ödenmesi için bir plan yapmak akıllıca olacaktır. Bu plan henüz hastalığın erken evrelerindeyken Alzheimer'li kişiyle birlikte yapılırsa, aile ve/veya bakımveren gelecekte parasal kararlar veya sorunlarla kaygılanmak zorunda kalmayacaklarını bilirler. Bütün parasal meselelerde bir uzmandan fikir almak en iyisidir. Alzheimer Derneği de bu konuda kendi deneyimlerini paylaşabilir.

Müşavir ve vasi tayini
Türkiye'de, Alzheimer gibi ilerleyici ve ruh sağlığı, düşünce duygu ve davranışı etkileyen bir hastalık tanısı konduğunda, doktor raporu doğrultusunda mahkeme tarafından hastaya ilk önce onu gözetim altında tutacak bir müşavir saptanabilir. Tanı konduğu sırada bu tür bir önlem aşırı gözükse de, Alzheimer'li hasta hala yasal olarak yeterlilik (ehliyet) sahibi sayıldığı (bunun için doktor raporu gerekir) sırada bunun yapılması önemlidir. Daha sonra hasta yavaş yavaş faturaları ödemek veya bankayla ilişki kurmak gibi kendi parasal işlerini idare edemez hale gelince, yani hukuki ehliyeti kalmadığı durumda, her türlü resmi ve parasal işini yasal olarak onun adına idare etmek üzere bir vasi tayin edilebilir. Bu kişi hakim tarafından belirlenir ve hastanın bir akrabası veya yakını olabileceği gibi bir avukat da olabilir. Bu kişiler her yıl bir döküm yapmakla sorumlu tutulurlar. Vasi tayini konusunda en iyisi bir avukata danışmaktır.

Vasiyetname hazırlanması
Vasiyet, hastanın bütün mal ve mülklerinin kendi arzuladığı şekilde dağıtılmasını sağlar. Herkes gibi Alzheimer'li kişi için de bu önemlidir. Ancak vasiyetname kişi hala doktor raporuna göre hukuki ehliyete sahip olduğu sırada yapılmış olmalıdır. Türkiye'de vasiyetnameyle ilgili kanunlar Batı'dakinden farklıdır. İtiraz durumunda koşulların tümü yerine getirilmeyebilir. Vasiyetname konusunda en iyisi bir avukata danışmaktır.

Alzheimer ve Günlük yaşam

Alzheimer hastalığı en yaygın olarak görülen demans (bunama) nedenidir. Demans, beyin hücrelerinin harabiyetine ve kaybına yol açan bir hastalığın sık rastlanan belirtileri olarak tanımlanabilir. Alzheimer hastasında hafıza kaybı, kişilik ve davranış değişiklikleri, düşünme ve yorumlamada bozulma, konuşurken doğru kelimeleri bulmada güçlük, bazı işleri doğru sırayla yapmada zorlanma gibi bulgular görülür. Bu bulgular zamanla daha da kötüleşir ama kötüleşmenin hızı hastadan hastaya farklılık gösterir. Ancak hastalık ilerledikçe günlük yaşamı sürdürmek giderek zorlaşır ve hasta zaman içinde tamamen başkalarına bağımlı hale gelir.

Eşiniz ya da bir yakınınız Alzheimer hastası ise ve siz ona bakmak durumundaysanız öncelikle bunun bir hastalık olduğunu, yakınınızın sizi üzmek için böyle davranmadığını kabul etmelisiniz.

İşte, sizi bekleyen bu zor dönemde hem sizin daha az yıpranmanızı sağlayacak hem de hastanızın daha huzurlu ve sakin olmasına yardım edecek bazı küçük öneriler..


Alzheimer hastasıyla iletişim kurmak
Alzheimer hastalığı ve diğer demans hastalıklarında konuşma (kelime bulmakta zorlanma, düzensiz konuşma, tekrarların artması vb) ve anlama bozuldukları sık görülür. Konuşarak iletişim gittikçe güçleşirken, bir gülümseme, omuza bir dokunuş veya kucaklama hastaya olan sevgi ve anlayışınızı göstermeye yetecektir. Tekrarlanan sorular sizin için sinir bozucu olabilir, ama bunun hastalığın bir parçası olduğunu unutmayın. Hastanın söylemek istediğini anlıyorsanız, kullandığı yanlış kelimeleri düzeltmeye çalışmayın, bu, hastanın kendini huzursuz, mahcup ya da sıkıntılı hissetmesine yol açar.

Hastalığın erken evrelerinde, yani hastanın kelimeleri anlayabildiği dönemde ne yapması gerektiğini, neler olup bittiğini ve oradaki insanların kimler olduğunu çeşitli vesilelerle hatırlatmak yararlı olabilir. Kapıların üzerine konan işaretler, neyin ne olduğunu ve nasıl kullanıldığını açıklayan etiketler veya altlarında kime ait olduğu yazan aile fotoğrafları hastanın zaman ve mekan bilincini korumasına yardım edebilir.


Günlük yaşam

Yemek
Kişilik değişimleri sebebiyle hasta, yemek yemeyi reddedebilir veya yemek seçmeye başlayabilir. Yeni yiyecekler yerine, tanıdık yiyeceklerin hazırlanması ve yemek programının belirli bir düzende olması (yemeğin her gün aynı saatte hazırlanması gibi), hem hastanın zaman kavramının korunmasına, hem de sizin zamanınızı ve enerjinizi etkin bir biçimde kullanmanıza yardım eder. Eğer hastanız sürekli hareket ediyor, yemek sırasında oturmak istemiyorsa, az ama sık aralıklarla yedirmeyi deneyebilirsiniz. Peynir, kraker veya sandviç gibi yiyecekler hasta etrafta dolaşırken atıştırması için uygun olabilir. Yine de hastanın düzenli beslenmesinin sağlanmasındaki anahtarın, göstereceğiniz sabır ve güven duygusu olduğunu unutmayın.


Kişisel Bakım
Alzheimer hastalığında hastanın başkasına bağımlı hale gelmesinin en önemli sebeplerinden biri karmaşık işleri yapamamasıdır. Hastalık yerleştikten sonra, hastanız giyinmek, banyo yapmak veya tuvalete gitmek için sizin desteğinize ihtiyaç duyacaktır. Hastanın giyinme konusundaki problemini hafifletmek için bazı pratik ve basit çözümler geliştirilebilir. Sezon dışı giyecekler kaldırılabilir. Düğmeli ve fermuarlı giyecekler yerine kullanımı daha kolay olan giysiler alınabilir. Yıkanmak, demanslı hasta için karmaşık ve zor bir iş haline gelebilir.

Hastayı, ne yapacağınızı adım adım açıklayarak, belirli bir düzen içinde, hep aynı şekilde ve aynı zamanda yıkamanız faydalı olabilir.

Alzheimer hastalarında bir başka problem de idrar tutamamaktır. Bu konuda atılacak ilk adım demans dışında bir sebebin olup olmadığının araştırılmasıdır. Eğer tıbbi başka bir sebep yoksa bazı basit tedbirlere başvurulabilir. Örneğin, hasta sadece geceleri idrarını tutamıyorsa, hastanın yemekten sonra içtiklerini sınırlayarak veya gece boyunca düzenli aralıklarla tuvalete gitmesini sağlayarak bu problem hafifletilebilir.


Boş zamanlar
Hastayı, yürüyüşe çıkmak ve bahçe bakımı gibi basit işleri yapması konusunda teşvik edin. Demans, hastanın yeni şeyler öğrenmesini imkansızlaştırır. Fakat günlük ev işleri veya eski hobiler hastaya, anlamlı bir şeyler yaptığı ve işe yaradığı hissini verebilir. Müzik dinlemek de hastanın hoşuna gidebilir.



Davranış problemleriyle başa çıkma
Demanslı hastalarda davranış değişiklikleri beklenen bir durumdur.

Şüphe ve suçlama
Hasta, hafiza ve yeteneklerindeki bozulma ve kendine duyduğu saygının giderek azalması nedeniyle çevresine karşı bazı şüpheler geliştirir. Bu şüpheler genellikle özel eşyalarının çalındığı ya da kendisine kötülük yapılmak istendiği şeklindedir. Hastanın bu tarz suçlamalarının arttığı dönemlerde güvenini kazanmak İçin sıcak, anlayışlı bir tavırla yaklaşılmalıdır. Suçlamaya karşı savunmaya geçmek, hastanın fikrinde ısrar etmesine yol açar.

Saldırganlık
Demanslı hasta zaman zaman hırçın ve saldırgan olabilir. Bu reaksiyon, kendisini güvenlikte hissetmemesi veya yeni sesler, olaylar ve insanlarla karşılaşması gibi birçok nedene bağlı olabilir. Hangi durumun nasıl bir tepkiye sebep olduğunu bilerek, benzer durumların oluşmasından kaçınılabilir. Yine de, böyle olaylar ortaya çıktığında, hastayı sakinleştirmek için en iyi yol, öncelikle kendinizi sakinleştirmek, yavaş hareketler ve güven verici bir ses tonuyla konuşmaktır.

Depresyon
Hastanın bağımsızlığını kaybetmesi ve yaşadığı başarısızlık hissi, genellikle içine kapanık olmasına yol açar. Hastanın depresyonunu kuvvetlendiren ya da kendini iyi hissetmesini sağlayan insanları veya olayları gözlemleyin. Hekiminiz bu konuda yardımcı olabilecek bazı tedaviler önerebilir.

Amaçsızca dolaşma
Hastanız çevrede amaçsızca dolaşabilir. Bu ihtiyacın sebepleri, hareketsiz kalamaması, karnının acıkması veya sadece tuvalete gitmek istemesi olabilir. Günlük egzersizler, dışa vurulamayan enerjinin sebep olduğu amaçsız dolaşmanın kontrol edilmesine yardımcı olabilir. Hastanızın çevresini algılama konusunda sorunları varsa ve evden uzaklaşıyorsa, kimliğini bildiren bir bilezik, kimlik kartı ve oturduğu yerin krokisinin yanında bulunması faydalıdır.


Hayatınız sadece hastanızdan ibaret değildir, unutmayın siz ne kadar iyi olursanız, hastanıza o kadar yardımcı olabilirsiniz.

Alzheimer nedir?

Alzheimer Hastalığı
Demans ya da halk arasındaki söylenişiyle bunama, günlük yaşam işlevlerinin sürdürülmesini engelleyen ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Bellek kaybı, günlük yaşamın gereksinmeleriyle başa çıkabilme yeteneğinde azalma, algılamada, toplumsal davranışların düzenlenmesinde ve duygusal tepkilerin kontrolünde bozulma ve yanlış inançlar sık karşılaşılan belirtilerdir. Demans, genellikle geri dönüşümsüz, ilerleyici bir durumdur.


Alzheimer nedir?
Alzheimer hastalığı, en sık görülen demans tipidir. İkinci sıklıkla görülen demans tipi ise, beyin damarlarının tıkanmasına bağlı olan vasküler (damarsal) demastır.

Yaşlılarda, kalp hastalıkları, kanser ve inmeden sonra en sık görülen sağlık sorunudur. Kadınlarda biraz daha sık görülür. Alzheimer tanısı konulan hastaların büyük bir kısmı 65 yaşın üzerinde olmakla birlikte, kırklı ve ellili yaşlarda da görülebilir.

Hastalık bulaşıcı değildir. Yapılan çalışmalar, hastalığın oluşumunda birden fazla kalıtsal özelliğin rol oynadığını göstermiştir. Bu nedenle ailenizde Alzheimer hastası varsa, bu, sizin de ileride Alzheimer olacağınız ya da hastalığın çocuklarınıza geçeceği anlamına gelmez.


Alzheimer'in nedeni...
Hastalığın oluşmasında muhtemel bir çok etken ileri sürülmekle birlikte, kesin neden, tam olarak bilinmemektedir. Ailede Alzheimer hastası bulunması yani kalıtım faktörünün yanı sıra, ileri yaş ve önemli kafa travması gibi etkenlerin tümünün bir arada rol oynadığı düşünülmektedir.


Haberci belirtiler
Alzheimer hastalığının habercisi olabilecek başlıca 10 belirti bulunmaktadır.

1- Günlük yaşamı etkileyen unutkanlık: İsimleri, telefon numaralarını ve randevuları ara sıra unutup daha sonra hatırlamak normal bir durumdur. Bu hastalıkta ise hastalar yakın geçmişteki olayları, isimleri ve telefon numaralarını daha sık unuturlar ve bir daha hatırlamazlar, aynı soruları tekrar tekrar sorarlar.

2- Günlük yaşam işlevlerini yapmada zorluk: Telaşlı insanlar bazen yemeği fırında unutup yemek yandıktan sonra hatırlar. Alzheimer hastaları ise yemeği fırında unutmakla kalmaz, hazırladığını bile hatırlamayabilir. Kendilerine bakmakta, uygun elbiseler seçmekte güçlük çeker

3- Kelime bulmada güçlük: Hepimiz bazen kelime bulmakta zorluk çekeriz. Alzheimer hastaları çok basit bir kelimeyi bulamayabilir ya da yerine uygun olmayan kelimeler kullanabilir.

4- Zaman ve mekan karmaşası: Hangi günde olduğumuzu ve nereye gideceğimizi bir an için unutmak doğaldır. Alzheimer hastaları günü, ayı, yılı unutabilir. Her gün geçtikleri sokaklarda kaybolabilir. Nerede olduklarını, oraya nasıl geldiklerini ya da evlerine nasıl gideceklerini bilemeyebilir.

5- Yargı ve karara varmada güçlük: Alzheimer hastaları olayları doğru yargılayıp, doğru sonuçlara gitmede, geleceği planlamakta güçlük çekebilir.

6- Pratik düşünmede becerisinde güçlük: Pratik yöntemlerle, günlük bazı karmaşık sorunların üstesinden gelebilir.Alzheimer hastaları ise pratik çözümler üretmede güçlük çekerler.

7- Sık kullanılan eşyaları yanlış yere koyma: Cüzdan ya da anahtarımızı olağan dışı bir yere koyup sonra da aradığımız olur. Alzheimer hastaları ise eşyalarını olmadık yerlere, örneğin gözlüğü buzdolabına, saatini şeker kavanozuna koyarlar.

8- Ruh hali ya da davranışlarda değişim: Hepimiz zaman zaman üzgün ya da kaygılı olabiliriz. Alzheimer hastaları ise çok çabuk ağlayabilir, alıngan ya da sinirli hale gelebilir, içine kapanabilir, yanlış inançlar gösterebilir ve suçlayıcı olabilirler.

9- Kişilik değişimleri: İnsanların kişilikleri yaşla birlikte bir miktar değişim gösterebilir. Alzheimer hastalarında bu değişim çok belirgindir. Şüpheci, inatçı, agresif (saldırgan) bir kişilik sergileyebilir.

10- Sorumluluktan kaçınma: Zaman zaman ev işlerinden, iş ve toplumsal sorumluluklardan bıkıp yorulabiliriz. Bununla beraber, bu sorumluluklarla mücadele gücünü tekrar kazanırız. Alzheimer hastaları ise iş ve toplum yaşamında çok pasif hale gelebilir ve bu kalıcı olabilir.


Bu hastalık ilk olarak Alman doktor Alois Alzheimer tarafından 1907 yılında tanımlanmıştır. O günden bu yana yapılan çalışmalarla hastalığın başkaca özellikleri ortaya konulmuştur. Özellikle gelişmiş ülkelerde yaşam kalitesinin yükselmesi ve sağlık hizmetlerinin gelişmesiyle yaşlı nüfusun artması, Alzheimer hastalığı da AIDS ve kanser gibi çağımızın hastalıkları arasına girmiştir.

Kadınlarda biraz daha sık görülen Alzheimer Hastalığı, 65 yaşın üzerindeki her 10-20 kişiden birinde, 85 yaşın üzerinde ise neredeyse her iki kişiden birinde ortaya çıkmaktadır. Yurdumuzda henüz ayrıntılı bir çalışma yapılmamış olmakla birlikte 200 bin kadar hasta bulunduğu sanılmaktadır.

Neden olur?
Beynimizde hücreler arasında bilgi alışverişini sağlayan bazı kimyasal haberciler bulunmaktadır. Bunlardan biri olan asetilkolin, hatırlama yeteneğinde önemli bir rol oynar. Henüz tam olarak bilinemeyen bir nedenle, asetilkolin miktarı azalırsa, hücreler arasında bilgi alışverişi bozulur ve bellek bozuklukları ortaya çıkar. Nedenler kesin olarak bilinmemekle birlikte, çevresel etkenlerin, kalıtsal faktörlerle birleşmesi sonucunda ortaya çıktığı düşünülmektedir.


Nasıl ilerler
Alzheimer hastalığını, başlıca 3 evreye ayırmak mümkündür.

1.EVRE: Belirtiler henüz farkedilir düzeyde değildir. Hastalar özellikle yakın zamana ait bilgileri hatırlamakta zorluk çeker. Zaman ve mekan tanımlamada zorluk çeker, zaman zaman kaybolur. İşinde verimliliği düşer. Bunların farkına varıp, sinirli, çekingen ve sıkıntılı bir ruh haline girebilir. Oysa yakınları, bütün bunların yaşlılıkta doğal olabileceğini düşünme yanılgısına düşerler.

2.EVRE: Belirtiler artar, günlük yaşamı olumsuz şekilde etkilemeye başlar. Bellek kaybı arttığı için yakınlarının bile isimlerini unutur. Yıkanma, giyinme gibi günlük işleri kendi başına yapamaz. Para kullanmakta güçlük çeker, konuşması bozulur, hayaller görmeye, yanlış inançlara kapılmaya başlar.

3.EVRE: Artık tümüyle bağımlı hale gelir, bedensel bozukluklar da baş gösterir. Kendi kendine yemek yiyemez, yürüyemez, hatta idrar ve dışkısını kontrol edemez. Ailesini tanıyamaz ve belirgin davranış bozuklukları baş gösterir.

Alzheimer Hastalığı, yıllar içinde sinsice ilerleyerek hem hasta, hem de yakınları için ağır bir yük oluşturur. Eğer bir kişide anlattığım belirtiler ortaya çıkmışsa, vakit kaybetmeden, uzman bir hekim tarafından tetkik edilmelidir. Erken dönemde tanınması, hem tedavi hem de bazı pratik önlemlerle hastanın ve yakınlarının yaşam kalitesinin yüksek tutulmasını sağlayacaktır.


Nasıl tanınır
Hastalığın tanınmasında özel bir test mevcut değildir. Sinsi başlayıp yavaş bir ilerleme göstermekle beraber, erken dönemlerden itibaren bazı belirtiler gösterir. Bilgili ve deneyimli hekimlerin, zihinsel işlevleri ve günlük işleri yürütebilme yeteneğini araştırmaları, beynin görüntülenmesi, bazı laboratuvar testlerinin yapılmasının yanı sıra benzer belirtiler gösteren diğer hastalıkların araştırılarak elenmesi yöntemiyle Alzheimer hastalığı teşhis edilir. Hastalığın erken teşhisi konusunda hastanın sürekli hekiminin yardımı olabileceği gibi, nöroloji ve psikiyatri uzmanlarına da başvurulabilir.

ALZHEİMER

Amerikalı Nörolog Michael S. Mega, bunamanın bir türü olan Alzheimer'ı bütün ırkların ve kültürlerin hastalığı olarak tanımlıyor. Dr. Mega, şu anda sadece erken teşhisle olumlu sonuçlar alınabilen bu hastalığın ortaya çıkmasını geciktirecek ilaçların müjdesini veriyor. Hastalığı önlemek veya geciktirmek için dikkat edilmesi gereken konular...


‘‘Hafıza kaybı yaşlanmanın doğal bir sonucu mu?’’ sorusuna yanıt vermek için, iki kavrama ışık tutmak gerekiyor: Unutkanlık ve bunama. Her ikisi Alzheimer'da yanyana geliyor.


Çok genel bir kavram olan bunamanın tıp dilindeki karşılığı demans. Alzheimer hastalığıysa, bunamanın en sık nedeni. Bunama görülen hastaların üçte ikisi Alzheimer'dan muzdarip. Alzheimer'ın da en belli başlı özelliği, başlangıçta ortaya çıkıp, çok yavaş ilerleyen unutkanlık. İnsanın ilk önce belleği bozuluyor, bunamayla birlikte zihinsel yetileri kayboluyor. Zihinsel yetiler bünyesinde, bellek, dikkat, konuşma ve gördüklerini algılamayı barındırıyor. Bu bilgiler ışığında Alzheimer'ı şöyle tanımlamak mümkün: ‘‘Alzheimer, unutkanlığın ön planda olduğu bir bunama hastalığıdır.’’


Pfizer İlaç Şirketi'nin davetlisi olarak İstanbul'a gelen Amerikalı Nörolog Dr. Michael S. Mega, bellek bozuklukları ve Alzheimer'la ilgili önemli bilgiler verdi. ABD'nin önde gelen eğitim kurumlarından UCLA Tıp Fakültesi, Bellek Bozuklukları ve Alzheimer Hastalığı Kliniği Direktörü olan Dr. Michael S. Mega, aynı zamanda Amerikan Nöroloji Akademisi, Uluslararası Nöropsikoloji Derneği ve Amerikan Nöropsikiyatri Birliği üyesi.


YAŞA BAĞLI HAFIZA KAYBI
Dr. Mega, sözlerine hafıza kaybının kriterlerine dikkat çekerek başlıyor. ‘‘Aslında hepimizin hafıza problemi var. Ama bu bizim sosyal ve mesleki koşullarımızı etkilemiyor. Yaşlanmayla beraber isimler, telefon numaraları unutulabilir. Bu normal bir durum. Bu bizim, yaşa bağlı hafıza kaybı dediğimiz olgu. Bunamadan söz etmek için, unutkanlığın daha ötesinde problemler olmalı. Hafızasından şikayeti olan bir kişinin sadece hafızasını değil, dilini, görsel mekansal ve yönetsel becerilerini de test ediyoruz. Önceden kazanılmış ve öğrenilmiş yetenek ve becerileri unutmak, araba kullanmayı, evin adresini, hesap yapmayı, yemek pişirmeyi unutmak gibi şeyler bunlar. Bütün bunlar birer hafıza problemi değil, birer sendrom. Alzheimer, bunamanın en sık görülen nedeni. Bunamanın düzeltilebilir üç nedeni var: Birincisi depresyon, ikincisi düşük tiroid hormonu, üçüncüsü ise beslenme ve vitamin eksikliğiyle ilgili.

Tanı konmadan önce, hekim tarafından bunların araştırılması gerekiyor. Hekim bunlara bakıp, tedavi edilemeyeceğine karar verirse, bu kez Alzheimer hastalığından şüphe edebilir. Burada önemli olan, yaşla ve Alzheimer'la ilgili hafıza problemini ayırdetmek. Önümüzdeki yıllarda tıp buna cevap bulmaya çalışacak. Şu anda biz, sadece erken teşhiste tedavi uygulayabiliyoruz. Alzheimer ile yaşlılık unutkanlığı arasında incecik bir çizgi var. Türkiye'de Aralık 1998'den itibaren piyasaya verilen, Pfizer tarafından üretilen Donepezil etken maddeli ilaç, Alzheimer'ın erken yakalanan vakalarında etkili.’’


YAŞLILIK VE BUNAMA
Dr. Mega, yaşlanmayla Alzheimer veya bunama arasında doğrudan bir ilişkinin varlığını doğruluyor. Dr. Mega, hafıza problemlerinin yaşlandıkça ortaya çıkabildiğini, bunamanın sadece hafıza sorunundan ibaret olmadığını, Alzheimer tipi bunama için erken tanı ve tedavinin çok önemli olduğunu vurguluyor. Ortalama yaşam süresinin giderek uzamasının beraberinde getirdiği avantaj ve dezavantajları değerlendirirken, ‘‘Bir çok insan artık 85-90 yaşına kadar yaşıyor. Çok az hafıza problemleri var. Bunlara demans demek mümkün değil. Artık herkes kabul etti ki, normal yaşlanmanın sonu Alzheimer değil, bunama değil. Ama risk faktörlerine baktığımızda birinci sırada yine de yaşlanma var. Alzheimer yaşlı insanların hastalığı ama her yaşlının değil. 40 yaşından sonra dikkat etmek lazım. 60 yaş ise, tam sınır.’’


Alzheimer'ı tetikleyen ikinci risk faktörü aile geçmişi. Eğer kişinin birinci dereceden bir akrabasında hastalık varsa, görülme sıklığı 3 kat artıyor. Yani bu hastalık ‘‘kısmen genetik’’ olarak kabul edilebilir. Üçüncü risk kafa travması, dördüncü faktör ise eğitimsizlik. Burada kastedilen yıllar boyu okumak, birçok diplomaya sahip olmak değil. İlkokul mezunu bir insanın, belleğini geliştirecek bir uğraşının olması lazım. Alzheimer, 60 yaşından itibaren her kesimde, yüzde 5 oranında ortaya çıkıyor. Bu olasılık, her 5 yılda bir yüzde 5 artıyor. Görülme sıklığı, 65-70 arasında yüzde 10'a, 70-75 yaş arası yüzde 15'e, 75-80 arasında yüzde 20'ye, 80-85 arasında da yüzde 25'e çıkıyor.


HORMON TEDAVİSİ
Alzheimer ile ilgili cevaplanmamış bir çok soru var. Bunlardan bir tanesi de östrojen yani HRT (Hormon Replasman Tedavisi). Menopoz sonrası bu tedavinin koruyucu etkisi var gibi gözüküyor. Bazı ağrı kesici ilaçların (NSAD) da olumlu etkileri saptandı. Bir de E vitamini yani serbest radikaller için iyi haberler var. Bunların tamamı henüz araştırma aşamasında. Klinik çalışmalar devam ediyor. Araştırmalar, HRT, bazı ağrı kesici ilaçlar ve E vitamininin koruyucu mekanizması üzerinde yoğunlaştı.

Alzheimer kapıyı çaldığındı asıl sıkıntıyı, en az hasta kadar yakın çevresi de yaşıyor. Erken tanıdan sonra ikinci amaç, hastanın problem yaratan davranışsal bozukluklarını tedavi etmek. Davranışsal problemlerin başında, huzursuzluk, illüzyonlar, halüsinasyonlar, depresyon ve anksiyete geliyor. Hastalıkla birlikte bunları da tedavi etmek gerekiyor. Bu davranışsal sorunlar aile için büyük yük oluyor.

Alzheimer'ın belli bir yaşın hastalığı olmasının ötesinde başka özellikleri de var mı?

Dr. Mega, Alzheimer'ı, ‘‘Yaşlı hanımların hastalığı’’ olarak tanımlıyor. Bunun nedenini ise, espriyle karışık, yaşlı erkeklerin daha önceden kalp hastalığı sonucu ölmesine bağlıyor. Günümüzde insan, kalp, hipertansiyon, şeker hastalığının başarıyla tedavisi sonucu daha uzun yaşayıp, Alzheimer'la yüzyüze gelebiliyor. Dr. Mega, bu garip çelişkiyi şöyle yorumluyor:

BÜTÜN IRKLARIN HASTALIĞI
‘‘Tıp dünyasındaki teknolojik gelişmeler ve uzun yaşamanın bir sonucu bunlar. Asıl önemli olan, '21'inci yüzyılda beynimizi nasıl sağlıklı tutacağız' sorusu. Buna yanıt aramak zorundayız. Eğer bir kişi, ilk depresyonunu 60-90 gibi ileri yaşlarında geçiriyorsa, bu kişide Alzheimer gelişme riski daha yüksek. Bütün bunlara ek olarak şunu söylemek mümkün. Alzheimer, bütün ırkların, bütün kültürlerin hastalığı. Kısacası, herkesin hastalığı...’’

Alzheimer'ın nedeni tam bilinmediği için, tedavi şu anda sadece şikayetlerini bertaraf etmekten ibaret. UCLA'daki klinikte bütün hastalara en az 6 ay ilaç tedavisi uyguladıklarını belirten Dr. Michael S. Mega, ‘‘Eğer hasta buna iyi cevap verirse yani hastalık stabilize olur veya belirtiler sandığımızdan daha da kötüye giderse o zaman ilaç kullanmalarını söylüyoruz. Bu hastanın yatalak hale gelip, kendi yaşamını sürdüremeyeceği ana kadar sürüyor. ABD'de, ilaç tedavisi hafif ve orta şiddetli Alzheimer hastaları için etkili. Ancak, Donepezil'in bakıma muhtaç, yatalak insanlarda da etkili olduğu saptandı. Bu çalışma, Amerikan Nöroloji Akademisi tarafından Nisan'daki bir toplantıda sunulacak. Hastalığın başlangıcını 5 yıl geciktirmek, görülme sıklığını yüzde 50 azaltmak demek. Bu gecikmeyi sağlayacak ilaçlar, şu anda hayvan deneyleri aşamasına ulaştı. Kullanıma girmesi için en az 5-7 yıl gerekiyor.’’

ALZHEİMER'LA TANIŞMAMAK İÇİN

Sınır 40 yaş

Dr. Michael Mega, Alzheimer'ın bir gün kapıyı çalmasını geciktirmek için bazı önlemler alınmasının gerektiğine inanıyor. Hastalık riski, 40 yaşından sonra ortaya çıktığı için, takviyelerle bu riski ortadan kaldırmak, en azından geciktirmek mümkün. İşte kişiyi Alzheimer'dan koruyacak 5 pratik önlem:

1- 40 yaşından sonra vitamin E almak çok önemli. Bunun dozu hakkında kesin bir yorum yapmaktan kaçınan Dr. Mega, doğru dozun ne olduğu konusundaki sorumuzu, 1000 ünite olarak yanıtladı ama Alzheimer hastaları için doza hekimin karar vermesi gerektiğini söyledi.

2- Her gün bir aspirin almak. Mide rahatsızlığı olanlar için de zarar vermeyecek aspirin üretildi.

3- Az yağlı yiyeceklerden oluşan bir beslenme biçimi.

4- Zihni sürekli meşgul tutmak, 'İşleyen demir ışıldar' atasözünden hareketle beyni aktif tutmak.

5- Fransa'da yapılan uzun dönemli bir çalışmada, günde 2-3 bardak kırmızı şarap içmenin koruyucu etkisi kaydedildi. Diğer içkilerin böyle bir etkisi olup olmadığı ise henüz bilinmiyor.